- emir
- Í-mri 阿́ is.1. 命令, 指示, 指令; 吩咐: \emir mahali 军́ 指挥所 \emirlere uymayıp kendi görüşlerini herşeyin üstünde tutmak 命令不服从, 个人意见第一 Müdürün emrini yerine getirdi. 他执行了经理的命令。Bir emrin olursa dükkâna haber bırak, şipşak buradayım. 要是有什么吩咐你就给店里说一声, 我会立刻到这儿来。2. 政令, 法令: Atama emri çıkmadı. 委任书没有发出。3. 语́ 命令式: \emir cümlesi 语́ 命令句 \emir kipi 语́ 命令式◇ (-dan) \emir almak 接收指令, 收到命令: Siyasî partiler, yabancı devletlerden aynî ve nakdî yardım alamzlar, bunlardan emir alamazlar. 各政党均不得收受外国的资金和物资援助, 不得接受外国的指示。\emir eri 旧́ 传令兵, 勤务兵: Emir erlerini birbirleriyle güreştirir, eğlenirmiş. 听说, 他让勤务兵相互摔交来以此取乐。\emir kulu 执行人, 必须执行命令之人 \emir subayı 副官 \emir vermek 发布命令 \emire muharrer senet 记名期票, 银行支票 -in \emirine girmek 听候某人吩咐, 听凭某人使用; 去当某人的佣工 \emirine vermek 1) 委派, 指派, 任命: Onu Ankara Maarif Müdürlüğü emrine verdiler. 他们把他安排到安卡拉教育局。 2) 分配, 分配给: Emrine bir oda verdiler. 他们分给他一间房子。Bu daireyi büro olarak onun emrine verdiler. 他们把这套房子分配给他作办公室。II[emi:r]阿́ is. (伊斯兰教国家的)埃米尔, 王子, 亲王, 亲王, 酋长
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.